Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluşumuza vesile olan Ramazan ayına bizleri ulaştıran Allah Teâlâ’ya Hamt,  Habibi Edibi Hz. Muhammed Mustafa (SAV)’ya salat ile selam olsun. 

Ramazan ayının manevi havasını teneffüs edip usulüne uygun olarak ifa edenlere müjdeler olsun. Çünkü sahurun bereketi, iftarın sevinci ve sonunda bayramın mutluluğu ancak Ramazan ayında tahakkuk etmektedir. Ayrıca, nefsin dizginlenmesi, şeytani anlayışların ruhu ve bedeni terk etmesi, vicdani duyarlılıkların katbekat artması, yardımseverlik ve paylaşma kültürünün doruk noktalara yükselmesi, bahse konu Ramazan ayının kazandırdıklarıdır. 

Diğer taraftan, cennet kapılarının ardına kadar açıldığı, cehennem kapılarına zincirlerin vurulduğu bu mübarek Ramazan ayı, inananlar için hızlandırılmış bir eğitim ve öğretim sürecidir. Zira bu ayda bizzat bedenimiz ve ruhumuzla uygulamalı olarak alacağımız eğitimin yansımaları bir sonraki Ramazan ayına kadar devam edecektir. (Etmeli) Dolayısıyla bu ay içerisinde ifa edilecek olan davranışlar, bünyemizde bir meleke oluşturacak ve dünyaya bakış açılarımızı da değiştirecektir.   

Aynı zamanda gerek Arapça lafzını gerekse de meal ve tefsirini her zamankinden daha yoğunlaşarak okuyacağımız Kur’an-ı Kerim de bizlere yeni ufuklar kazandıracaktır. Filhakika muhtemeldir ki, şu an yeryüzünde vuku bulan bütün huzursuzlukların ana sebeplerinden birisinin Kur’an-ı Kerimden uzak bir hayat yaşanılıyor olmasından kaynaklandığını düşünüyoruz. Çünkü özünde barış olan ve barış içerinde yaşamayı salık veren, doğruluk ve dürüstlüğü, ticarette aldatmayı, komşuluk ilişiklerinin nasıl olması gerektiğini en güzel bir şekilde bizlere bildiren ve öğreten bir ilahi nizamdır Kur’an-ı Kerim. 

Elhasıl Allah Teâlâ tarafından biz kullarına bahşedilen Ramazan Ayını bilinçli bir şekilde ifa edelim ki; bu dünyamız da öbür dünyamız da mamur olsun. 

Mustafa ÇOPURSUZ